ABD Ulusal Kentler Birliği (NLC), kısa süre önce Afrika kökenli ABD vatandaşlarının durumu adlı yıllık raporunu yayımladı.
Rapora göre, Afrika kökenli ABD vatandaşlarının ülke siyasetine katılım hakları büyük ölçüde kısıtlandı. Sadece 2021 yılında ABD’nin 20 eyaletinde ABD Kongresi seçim bölgesi haritası yeniden düzenlendi. Yeni harita nedeniyle bu eyaletlerdeki Afrika kökenliler dahil tüm azınlık topluluklarının oy verme hakkı zorla ortadan kaldırıldı. Rapor bir kez daha uluslararası toplumun dikkatini ABD'de kötüleşen ırk ayrımcılığı sorununa çekti.
ABD yerel basınında yer alan haberlerde, ABD “Sivil Haklar Kongresi” lideri Willam Patterson’un Aralık 1951’de dönemin BM Genel Kurulu’na bir dilekçe sunduğu bildirildi. “Soykırımla Suçladık” adlı dilekçede, 1945-1951 döneminde Afrika kökenli ABD vatandaşlarına yönelik yüzlerce acımasız öldürme ve işkence olayının meydana geldiği anlatıldı. Dilekçede, Afrika kökenli ABD vatandaşlarına yönelik soykırımı kanıtlayabilen delillerin “ABD’nin dört bir köşesinde olduğu” savunuldu.
Aynı dönemde 10 binden fazla Afrika kökenli ABD vatandaşının yasa dışı işkenceye maruz kaldığı ve hatta bu işkence sonucu birçok kişinin hayatını kaybettiği ileri sürüldü. Bu vatandaşların acımasız işkenceler görmelerine verilen gerekçe ise sadece beyazlara “beyefendi” (Bey) diye hitap etmemeleriydi. Tarihte 70 yıldır saklanan bu tarihin küresel kamuoyu önüne sunulması, ABD’de giderek kötüleşen ırkçılık sorununu yeniden aydınlattı.
Aslında Afrika kökenli ABD vatandaşlarının deneyimi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki diğer azınlıkların da karşılaştığı ortak bir sorundur. Floyd “Nefes alamıyorum!” feryadından yaklaşık 2 yıl sonra yüzlerce azınlık üyesi, ABD kolluk kuvvetlerinin silah zoruyla can verdi. ABD’de yaşayan Müslümanların yüzde 93.7’si, “İslamofobi” gölgesinde yaşıyor. Asya kökenli ABD’li yetişkinlerin yüzde 81’i, kendilerine yönelik şiddet eylemlerinin arttığını savundu. ABD nüfusunun yüzde 19’unu oluşturan Latin Amerika kökenli insanların mal varlığı, ABD’nin tüm mal varlığının sadece yüzde 2’sini oluşturuyor. Sistematik ırkçılığın etkisi altında kalan ABD toplumunun tüm azınlıkları, her gün huzursuz, adaletsiz ve korku içinde yaşıyorlar. Birçoğunun mutlu yaşam rüyası hiç gerçekleşmedi, aksine hayalleri suya düştü.
BM İnsan Hakları Konseyi Azınlık Topluluklar Sorunu Özel Raportörü Fernand de Varennes basına verdiği demeçte, “ABD’deki hukuk sistemi yapısal tasarım açısından zenginler için çok elverişli. Bu sistem, sadece yoksul insanları, özellikle azınlıkları cezalandırıyor.” diye konuştu. Çin İnsan Hakları Araştırma Derneği tarafından 15 Nisan’da yayınlanan bir raporda, ABD’de azınlıkların geçen uzun süre içinde mahsur kaldıkları ırkçılığın esas nedeninin “Beyazların üstünlüğü”ne dayalı ırk yapısı ve toplum atmosferi olduğu savunuldu. Rapora göre, Afrika, Asya ve Latin Amerika kökenli ABD vatandaşlarının, Amerikan yerlileriyle birlikte, insan hakları alanında çeşitli aşağılama ve ihlallerden muzdarip. Irkçılık sorunu, günümüzde, ABD toplumunun “kanseri” haline geldi. Bu sorun, silahlı şiddet, salgınla mücadele başarısızlığı, uyuşturucu kaçakçılığı gibi ciddi sorunlarla iç içe geçti ve ABD’de siyasi sisteminin eksikliğini kanıtlayan tipik bir örnek oldu.