İMKANDER Derneği > FAALİYETLER |

Yalova'da Basın Açıklamamız Yapıldı


"Burası Gazze Değil, Yalova" başlığı altında yapılan Basın Açıklamamıza Birçok STK da destek verdi.

Yalova amp 39da Basın Açıklamamız Yapıldı

İMKANDER'in Basın açıklamasına katılım yoğun oldu. Şefkatder ve Umutder'in de destek verdiği basın açıklamasında, Şefkatder Yönetim Kurulu Üyesi Reyhan Balcı mülteciler üzerinde birçok çalışma yaptıklarını ancak Yalova'da ki bu dramdan yeni haberdar olduklarını iletti. Umutder Başkanı İzzet Kazak ise her zaman Kafkas davasının yanında olduklarını ve oradan buraya muhacir olarak gelmiş bu kardeşlerimizin Türkiye'de olumsuz şartlar altında yaşamaya terk edilmesinin kabul edilemez olduğunu iletti.

3. Ramazan'ı da elektriksiz olarak geçiren Yalova Kampında gerçekleştirdiğimiz basın açıklamamıza Bayram ve Referandum telaşı olmasına rağmen birçok ilden katılım sağlandı. İMKANDER Yönetim Kurulu Üyesi ve Sekreteri Ömer Erol Bezirgan basın açıklamasına Tekirdağ, Bursa, Adapazarı, İzmit ve Yalova'dan katılan tüm Kafkas kökenli ve Kafkas dostu katılımcılara, STK temsilcilerine ve basın mensuplarına teşekkür ederek konuşmasına başladı.

Bezirgan özellikle son birkaç yıldır Kafkasya'da ki mücadelenin üzerinin örtülmeye çalışıldığını, kamuoyunda müthiş bir bilgi eksikliği bulunduğunu, bu bilgi eksikliğinin de sebebinin ise Sivil Toplum Örgütlerinin Kafkasya konusunda kamuoyunu bilgilendirmemesinden kaynaklandığını söyledi. Dernek Sekreteri Bezirgan: "Özellikle tabelasında Kafkasya ismini barındıran dernek ve vakıflara seslenerek "Neden Kafkasyalı mültecilerin bu sorunlarıyla artık ilgilenmediklerini, neden sadece faaliyetlerini folklor oyunlarıyla sınırlandırdıklarını" sordu.

Bezirgan sözlerini şöyle sürdürüdü: "Bizlerden hiçkimse bu kardeşlerimizi görmemezlikten gelmemizi beklemesin. Bazı organizasyonlardan, gruplardan bunu istemiş olabilirler. Hatta tabelalarında Kafkas-Çeçen isimleri de olsa bazıları bunu kabul etmiş olabilir. Ancak biz kabul etmiyoruz. Kamplarda yaşatılanlar insani bir durum değildir.Bu kadın ve çocukların bu ilkel hayat şartlarına, sebebi ne olursa olsun terk edilmeleri kabul edilebilir bir durum değildir.Bazıları bu çocukların babalarını, bu kadınların eşlerinin mücadelelerini artık desteklemiyor olabilir.Hatta onların kıyafetlerinden de rahatsız olabilirler.Kadirov ve Rusya'da aynı şeylerden rahatsız. Ama bu onların eşlerine ve çocuklarına bu hayatı yaşatmamıza sebeb olamaz" dedi.

Bezirgan: "Kim ne derse desin bu yetimlerin babaları, kadınların yakınları biz Kafkas kökenlilere büyük sürgünü yaşatan aynı Rusla savaşıyor. O Rus ki 90-100 sene önce Osmanlı topraklarında nice katliama imza atmış aynı Rustur. Kardeşlerimizin Türkiye'de bu duruma düşürülmelerinin sorumlularını bulmakta sizin gibi duyarlı kardelerimize düşüyor.Hesap soralım. Kim Kafkas mücadelesinin bitmesini istiyor, neden bazı STKlarımız İslam coğrafyasının bazı bölgelerine duyarlı oldukları kadar Kafkasya konusunda sessizliğe büründüler?Neden başka İslam coğrafyaları için paneller, konferanslar, kampanyalar sıkça göze çarparken son birkaç yıldır Kafkasya unutturuldu? Kadirov denen kukla yönetimin propagandacıları nasıl bu kadar rahat Türkiye'de lobi faaliyeti yapabiliyor, buna alan bulabiliyor? Bu kadar mı ortalık boş bırakıldı? Biliyorsunuz Kadirov'un reklamları artık muhafazakar zannettiğimiz kanallarda dahi her hafta çıkmakta. Bütün bunların sorumlusu yıllarca Kafkasya meselesini dillerine pelesenk edip şimdi davayı satanlardır." dedi.

Bezirgan Yenişafak yazarı Hakan Albayrak'a da açıklama yapması çağrısında bulundu: "Kafkaya mücahidlerine silahlarını bırakmalarını tavsiye eden sayın Albayrak aynı teklifi Hamas'a ya da Hizbullah'a da yapabiliyor mu? Özgür Kafkasya sevdalarını kalplerine gömsünler diyen Sayın Albayrak yazısında "Kadirov bir açılım yapsın ve tüm mücahidleri istinasız affetsin, Kadirov ile mücahitler arasında arabuluculuk yapacak kurum ya da kuruluşlar bulmak zor olmasa gerek" diyor. Lütfen Sayın Albayrak buradan açıklasın: "kim bu arabuluculuk görevini üstlenmek isteyen kurum ya da kuruluşlar?" şeklinde seslendi.

Daha sonra aşağıda ki Basın Açıklaması okundu:

İMKANDER BASIN AÇIKLAMASI METNİ

Türkiye'de sayıları 1500'ü bulan Kafkasyalı savaş mağduru muhacir bulunmaktadır. Bunlardan büyük bir kısmı 1. Çeçen Rus savaşında Türkiye'ye sıgınmış, diğerleri ise 2. savaşın patlak vermesi ile aramıza katılmışlardır.

Bu kardeşlerimiz İstanbul'da Beykoz, Ümraniye ve Fenerbahçe'de bulunan son derece ilkel şartlara sahip kamplarda kalmaktadır. Ayrıca İstanbul'un Başakşehir ve Zeytinburnu ağırlıklı olmak üzere değişik semtlerinde kalabalık bir şekilde yaşamaktadırlar.

Çoğunluğu dul ve yetimlerden oluşan ve 2.savaşın mağdurlarından olan Yalova Kampı ise kamplar içinde en kötü şartlara sahip olan kamptır. Kamp bu Ramazan ile birlikte 3. elektriksiz yılına girmiştir. Kampta salgın hastalık başlamış ve özellikle kadın ve çocukların sağlığı ciddi tehlike altındadır.

Bizler özellikle son 3 yıldır Kafkasyalı savaş mağdurlarına karşı uygulanan haksız uygulamaları protesto etmek ve kamuoyunun dikkatini bu meseleye çekmek amacıyla İMKANDER öncülüğünde çeşitli Sivil Toplum Örgütleri Temsilcileri ve tüm Kafkasya dostlarıyla birlikte burada toplanmış durumdayız.

Türkiye'de en kötü şartlara sahip olan sığınmacılar Kafkasyalı savaş mağdurlarıdır. Zira Afrikalı, Asyalı veya Ortadoğulu mültecilere BM sahip çıkmakta ancak Kafkasyalı muhacirler Rus pasaportuna sahip oldukları için Avrupalı sayılmakta ve BM'nin görev sahası içine girememektedirler. Türkiye, Avrupalı mültecilere sahip çıkacağını 1951 Cenevre Sözleşmesini imzalayarak deklare etmiş ancak bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek bu kardeşlerimizi mağdur etmektedir.

Türkiye'de çoğunluğu Çeçenlerden oluşan bu muhacir aileler devletin resmi olarak mülteciliklerini tanımaması sebebiyle hiçbir sağlık hizmetinden faydalanamamakta, eğitim haklarını kullanamamaktadır.

Hiçbirine çalışma izni verilmemekte ve ikametlerinde devamlı problemler çıkarılmaktadır. Anne, çocuk, yaşlı demeden aylarca Kumkapı Yabancılar Şubesi Nezaretinde hapis edilebilmektedirler.

 

Barınma ve güvenlik konularında ciddi sıkıntılar çeken aileler hiçbir sosyal güvenceleri olmadan, tamamen duyarlı vatandaşlarımızın kısıtlı imkânları ile hayata tutunmaya çalışmaktadırlar.

 

ARTIK BU DRAMA BİR SON VERİLMELİ DİYORUZ

  • TÜRKİYE 1951 DE İMZALADIĞI CENEVRE SÖZLESMESİNİN ŞARTLARINI YERİNE GETİRİP KAFKASYALI MUHACİRLERE MÜLTECİLİK STATÜLERİNİ VERMELİDİR.
  • KAMPLARDA Kİ OLUMSUZ KOŞULLAR DÜZELTİLİP, ÖZELLİKLE YALOVA KAMPININ ELEKTRİK PROBLEMİ ÇÖZÜLMELİDİR.
  • AİLELERE EĞİTİM, GÜVENLİK, SAĞLIK VE ÇALIŞMA İZNİ KONULARINDA DERHAL HAKLARI İADE EDİLMELİDİR.
  • BURADA DOĞMUŞ VE BURADA BÜYÜMÜŞ YÜZLERCE ÇOCUĞUMUZA VATANDAŞLIK HAKKINI VERMELİDİR.
  • ÖZELLİKLE ÇEÇENLERİN RUSYA İLE İLİŞKİLERDE DIŞ POLİTİKA MALZEMESİ OLARAK KULLANILMASINA SON VERİLMELİDİR.

Bizler Türkiye‘deki birçok sivil toplum örgütü temsilcileri ile İmkander olarak Avrupa Birliği Yolunda Ciddi Atılımlar Yapan Türkiye Cumhuriyetinden fiili olarak mülteci ancak hukuki olarak mülteci olamayan bu Kafkasyalı Muhacir Ailelerin HAKLARINI derhal vermesini kamuoyu adına TALEP ediyoruz.

Konuya kör ve sağır kalan bir takım vakıf, dernek ve federasyonların bu kabul edilemez tutumlarının da kamuoyunun dikkatinden kaçmadığını duyarmak isteriz. İMKANDER

 

 

YALOVA VALİLİĞNE GÖNDERİLEN MEKTUBUMUZ

 

Türkiye Cumhuriyeti Yalova Valisi

 

Sayın Dursun Ali ŞAHİN,

 

 

            Derneğimizin merkezi İMKANDER (İnsanı Müdafa ve Kardeşlik Derneği) İstanbul ili Başakşehir ilçesindedir.  Öncelikli hedeflerimiz arasında Kafkasya‘da halen sürmekte olan karışıklıklardan etkilenmiş Kafkasyalı Muhacir ailelere yardımcı olabilmektir.

 

            Bu manada İstanbul‘da Fenerbahçe, Beykoz ve Ümraniye kamplarının yanı sıra kamplarda yer olmadığı için evlere kiraya çıkardığımız eşlerini kaybetmiş ailelerimiz bizim çalışma alanımızdır. Çalışmalarımızla ilgili detaylı bilgi www.imkander.org.tr adresimizde mevcuttur.

 

            Ancak üzülerek söylemeliyiz ki iliniz sınırları içinde bulunan TİGEM Yalova Çeçen Mülteci Kampı ilgilendiğimiz kamplar arasında en kötü şartlara sahip kamptır. 3. Ramazan‘ı da elektriksiz olarak geçirmişler ve kampta geçtiğimiz günlerde çocuklarda salgın bir deri hastalığı baş göstermiştir. Gerek kamp sakinleri ve gerekse bizler Valilik, Belediye ve Elektrik İdaresi ile defaatle görüşmemize rağmen hiçbir kurum elektrik kesintisinin sebebini üstüne almamış ve olay devamlı sürüncemeye bırakılmıştır. Derneğimiz Yalova Belediyesi ile en azından Ramazan‘da erzak yardımı yapılması konusunda telefonla görüşmüş ancak “tek bir makarna paketi bile verecek durumda değiliz“ cevabı almıştır.

 

            Biz İmkander ve Kafkasya Dostları ile birlikte problem çözümleninceye kadar olayın takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz. Avrupa Birliğine girme yolunda birçok çalışma yapan Türkiye‘ye Yalova Kampında yaşananların yakışmadığına inanıyoruz. Hiçbir medeni sayılan ülkede bir sığınmacının bu türlü bir muameleye tabi tutulmadığını biliyoruz. Bizler gerek tarihi ve gerekse dini bağlarımızın olduğu bu muhacir kardeşlerimize Türkiye topraklarında bu şekilde bir yaşam standartına tabi tutulmalarından razı değiliz. Sizin de aynı hassasiyete sahip olduğunuza inanıyor ve kampın elektrik problemi ile ilgili elinizden geleni yapacağınıza inanıyoruz.

 

            Ramazan Bayramınızı kutlar, esenlikler dileriz.

 

 

                                                                                                                İMKANDER

                                                                                                

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


FAALİYETLER
Tümünü gör
Gazze ve Suriye'de yardımlarımız devam ediyor

İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze'de ve savaşın gölgesinde altında hayata tutumaya çalışan Suriye'deki mazlumlara yönelik insani yardım faaliyetlerimiz devam ediyor.

Gazze'de yardım faaliyetlerimiz sürüyor

İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze halkına sıcak yemek ulaştırmaya devam ediyoruz.

Afrika'da bir köyü daha suya kavuşturduk

Afrika'da şehitlerimiz adına hisseli su kuyuları açmaya devam ediyoruz. Uganda'nın Kamuli şehrinde açtığımız Malazgirt Şehitleri Su Kuyusu bölge halkına umut oldu.

Ramazan'da mazlum coğrafyalardaydık

İnsanı Müdafa ve Kardeşlik Derneği (İMKANDER), mübarek Ramazan ayı boyunca Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında mazlumlara yönelik insani yardım faaliyetlerinde bulundu.

Soframızı kardeşlerimizle bölüşüyoruz

İMKANDER olarak Ramazan ayı boyunca Afrika'da iftar sofraları kurarak kardeşlik iklimine katkı sunmaya çalışacağız.

Gazze de sıcak yemek dağıtımlarına devam ediyoruz

İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze halkına sıcak yemek ulaştırmaya devam ediyoruz.

Gazze'de soykırım var

İsrail'in 7 Ekim'de Gazze'ye başlattığı saldırı soykırıma döndü

Bir köyü daha suya kavuşturduk

Afrika'da şehitlerimiz adına hisseli su kuyuları açmaya devam ediyoruz. Uganda'nın Kamuli şehrinde açtığımız Sakarya Şehitleri Su Kuyusu bölge halkına umut oldu.