İSTANBUL
21 Mayıs 1864 Büyük Kafkas Sürgünü'nün yıldönümünde İMKANDER TBMM'ye çağrıda bulunarak "Kafkas Soykırımı"nın tanınmasını talep etti. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın şahsında tüm milletvekillerine yapılan çağrıda "21 Mayıs 1864 tarihinde tüm Çerkes toplulukları asırlardır kendi öz vatanları olan topraklardan Anadolu'ya doğru sürgün edilmeye başlanmış, tehcir esnasında Karadeniz'in azgın sularında yaklaşık 1,5 Milyon Müslüman Kafkasyalı yaşamını yitirmiştir. Bu tarihten itibaren Osmanlı Topraklarına göç eden Kafkasyalıların sayısının 4 milyona yaklaştığı bağımsız tarihçiler tarafından kabul edilmektedir. Soykırım sadece bölgedeki insan neslinin yok edilmesiyle kalmamış, Ubıhlar gibi bazı Kafkas topluluklarının tamamı tehcir ve katliama maruz kaldığı için Allah'ın ayetlerinden olan bu dil tamamen ortadan kalkmıştır." denilerek Rusya'nın yaptığı katliamın boyutları gözler önüne serildi.
"Tehcir, Asimilasyon ve Soykırım Halen Devam Ediyor"
İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer tarafından yapılan çağrı metninde sürgün ve asimilasyonun halen sürdüğü ifade edilerek: "Çarlık Rusya'sı, SSCB ve bugün Rusya Federasyonu'nun Kafkasya Halklarına reva gördüğü zulüm 400 yıldır kesintisiz olarak sürmektedir. Rusya 1944 tarihinde tüm Çeçen ve İnguş Halklarını, aynı yıl tüm Kırım Tatarlarını Orta Asya steplerine ve Sibirya'ya sürgün etme kararı almıştır. Bu sürgünde on binlerce insan yük katarlarında haftalar süren yolculuk esnasında soğuk iklim şartları ve açlık sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Rusya bununla da yetinmemiş, Kafkas halklarına ait ne kadar tarihi ve kültürel miras varsa tahrip edilmiş, mezar taşları dahi bu coğrafyada Müslüman Kafkasyalı yaşadığına dair bir delil olarak görüldüğü için yok edilmiştir. Sovyet Rusya'sının bu mezaliminden hayatta kalmayı başaranlar ise "gulag" kamplarında köleleştirilmişlerdir. SSCB'nin yıkılmasıyla da bu kara günler sonlanmamış, 1994 yılında Rus Ordusu Çeçenistan'ı işgal ederek 42 bin'i çocuk 250 bin insanı katletmiştir. Bugün dünyanın farklı yerlerinde mülteci olarak yaşayan yaklaşık 300 bin Çeçen bulunmaktadır." denildi.
İMKANDER, Birleşmiş Milletler'in bu işlenen suçları soykırım olarak tanımladığına dikkat çekerek Gürcistan'da olduğu TBMM'nin de Kafkas Soykırımı'nı kabul etmesinin Rus yayılmacılığının durdurulması yönünde önemli bir adım olacağını ifade etti.
TBMM'ye Çağrı: Kafkas Soykırımı Tanınsın!
TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman'ın şahsında tüm TBMM üyelerine çağrımızdır.
21 Mayıs 2016
Bugün Kafkasya halklarının tarihindeki en acı gün. 21 Mayıs 1864 tarihinde tüm Çerkes toplulukları asırlardır kendi öz vatanları olan topraklardan Anadolu'ya doğru sürgün edilmeye başlanmış, tehcir esnasında Karadeniz'in azgın sularında yaklaşık 1,5 Milyon Müslüman Kafkasyalı yaşamını yitirmiştir. Bu tarihten itibaren Osmanlı Topraklarına göç eden Kafkasyalıların sayısının 4 milyona yaklaştığı bağımsız tarihçiler tarafından kabul edilmektedir. Soykırım sadece bölgedeki insan neslinin yok edilmesiyle kalmamış, Ubıhlar gibi bazı Kafkas topluluklarının tamamı tehcir ve katliama maruz kaldığı için Allah'ın ayetlerinden olan bu dil tamamen ortadan kalkmıştır.
Çarlık Rusya'sı, SSCB ve bugün Rusya Federasyonu'nun Kafkasya Halklarına reva gördüğü zulüm 400 yıldır kesintisiz olarak sürmektedir. Rusya 1944 tarihinde tüm Çeçen ve İnguş Halklarını, aynı yıl tüm Kırım Tatarlarını Orta Asya steplerine ve Sibirya'ya sürgün etme kararı almıştır. Bu sürgünde on binlerce insan yük katarlarında haftalar süren yolculuk esnasında soğuk iklim şartları ve açlık sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Rusya bununla da yetinmemiş, Kafkas halklarına ait ne kadar tarihi ve kültürel miras varsa tahrip etmiş, mezar taşları dahi bu coğrafyada Müslüman Kafkasyalı yaşadığına dair bir delil olarak görüldüğü için yok edilmiştir. Sovyet Rusya'sının bu mezaliminden hayatta kalmayı başaranlar ise "gulag" kamplarında köleleştirilmişlerdir. SSCB'nin yıkılmasıyla da bu kara günler sonlanmamış, 1994 yılında Rus Ordusu Çeçenistan'ı işgal ederek 42 bin'i çocuk 250 bin insanı katletmiştir. Bugün dünyanın farklı yerlerinde mülteci olarak yaşayan yaklaşık 300 bin Çeçen bulunmaktadır.
1948 yılında imzalanan BM Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi'ne göre "ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla; Gruba mensup olanların öldürülmesi; Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi; Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek,soykırım suçu olarak tanımlanmaktadır. Kafkas Halkları bu sözleşmede ifade edilen soykırım suçlarının çok daha fazlasına muhatap olmuşlardır. Bu cürümlerin etkilerinin günümüzde de devam ettiği, 2014 yılında Kırım'ın bir oldu bittiyle Rusya tarafından ilhak edilmesinde de görüldüğü üzere Rus yayılmacılığının kesintisiz olarak sürdüğü açıktır. Kafkas Soykırımının kabul edilmesi, bu yayılmacılığın engellenmesi yolunda atılacak son derece ciddi bir adımdır. Komşumuz Gürcistan'ın kendi parlamentosunda kabul ettiği soykırım kararının, Kafkas halklarının en fazla sayıda yaşadığı Türkiye'de de kabul edilmesi ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır.
Kafkasya Halklarının 152 yıldır kesintisiz olarak tehcire, katliama ve sonuç olarak soykırıma tabi tutulduğu göz önünde bulundurularak, TBMM'de Kafkas Soykırımı'nın kabul ve 21 Mayıs tarihinin Büyük Felaket Günü olarak ilan edilmesi talep ediyoruz.