Küçük Malika ile geçtiğimiz Haziran ayında Bakü'ye yaptığımız ziyaret esnasında tanışmıştık. Kendisinden bahsedeceğimizi ve tedavisi için elimizden geleni yapacağımıza söz vermiştik ancak aradan geçen 5 ay zarfında kendisinin Türkiye'de tedavi edilmesi konusunda bir sponsor bulamamıştık.
Malika'yı tekrar Kurban Organizasyonu sebebiyle gittiğimiz Bakü'de yarı inşaat ve kira olan evlerinde ziyaret edebildik.
Küçük Malika bizleri unutmamış, biz de onu unutmamıştık. Astım hastaları için kullanılan ve yurtdışından gelen bir makinayı kendisine hediye ettik. Ancak makina oldukça pahalı ilaçlarla çalışıyordu. Mahzun gözlerle, elinde makina ile gözümüzün içine bakıyordu, derinden gelen ve zorla aldığı nefesiyle. Oldukça zor bir durumdu bizim için.
Türkiye'ye gelmek ve tedavi olmak istermiydin Malika dedik tercüman vasıtasıyla. O da sevinçle arkadaşı Rumina'ların gittiğinden bahsetti ve kendisinin de çok gitmek istediğini söyledi.
Pasaportları olan ancak Türkiye'de barınma ve hastane masraflarını karşılayacak maddi imkanları olmadığını söyleyen anne Zarina Hanım "bu inşaatta ve tozlu ortamda Malika'nın çok zorlandığını ve özellikle sabah ve akşamları Malika'nın boğulacak gibi olduğunu ve çok ağladığını" gözyaşlarını silerek anlattı. Geçtiğimiz yıl diğer mülteci aileler Malika için kendi aralarında para toplamışlar ve Malika'yı Moskova'ya göndermişler. Ellerinde Moskova'dan getirdikleri raporları gösteren anne Zarina Hanım "Doktorların Malika'nın özel bir ortamda, özel yastık ve yorganlarda yatması gerektiğini ve tozsuz bir mekan oluşturulması gerektiğini ve acil tedaviye başlanması gerektiğini" söylediklerini iletiyor.
Anne, halen kullanmakta olduğu ilacın Malika'da hormonel rahatsızlıklar oluşturduğunu ve aynı ilacın hormonsoz versiyonunu kullanması gerektiğini ancak bunu temin edecek durumlarının olmadığını belirtti.
Baba Aslan Bey ise birinci savaşta tüm ailesini kaybetmiş. Hava bombardımanında eski eşini, iki oğlunu, babasını ve yakın akrabalarından birçok kişiyi şehid vermiş. Kendisi de sol ayağını kaybetmiş. Sonrasında Zarina Hanımla evlenerek yeniden hayata tutunmaya çalışmışlar. Ancak artık Çeçenistan'da yaşayamadıkları için Bakü'ye mülteci olarak sığınmışlar. 3 çocukları olan aile bitmemiş bir inşaatta kalıyor. Aslan Bey "birikmiş kira borcunun olduğunu ve kızının durumuna bir baba olarak çok üzüldüğünü, bazen yiyecek ekmek dahi bulamadıklarını" söylüyor. Birleşmiş Milletlere Avrupa'ya gitmek için başvurduklarını ancak Avrupa ülkelerinin kendisi gibi sakat ve külfetli hastalığa sahip olan aileleri kolay kolay kabul etmediğini, bu tip ailelerin gidilen ülkeye ekonomik olarak pahalıya patlamasından dolayı müracaatlarının hala sürüncemede tutulduğunu söylüyor. Kendisinin de daha iyi bir proteze ihtiyacı olduğunu söyleyen Aslan Bey 3 çocuğu ile Bakü'nün dışında bir köyde yaşam mücadelesi veriyor. Bu çilekeş baba en çok Malika'nın bir gece nefes zorluğundan dolayı elinden göçüp gitmesinden korktuğunu belirtiyor. Aile küçük Malika'nın Türkiye'de tedavi edilmesi için hayırseverlerin desteğini beklediklerini ilettiler.
İMKANDER
Zemini beton olan mutfakları.
Malika'nın ilaçlarından birisi bu. Ancak bu ilacın Hormonsuz olanını kullanması gerekiyor.
Moskova'dan Alınan Raporlardan Bazıları