Terör örgütlerine açıktan destek veren HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kendilerini kurtarmak için kaos ortamı oluşturma çabalarına tepkiler gelmeye devam ediyor. Demirtaş’ın yandaşlarını sokağa çağırmasına, siyasi partilerden sonra STK temsilcileri de tepki gösterdi. Demirtaş’ın benzer çağrısı üzerine 6-7 Ekim olaylarıyla Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildiğini hatırlatan STK temsilcileri Demirtaş’ın yeni bir provokasyon peşinde olduğunu söylediler.
KANDAN BESLENİYORLAR
Konuya ilişkin Yeni Akit’e değerlendirmelerde bulunan İMKANDER (İnsanı Müdafa ve Kardeşlik Derneği) Genel Başkanı Murat Özer, “Ne zaman Demirtaş bir konuyla ilgili açıklama yapsa Türkiye’de kan dökülüyor. 6-7 Ekim olayları bunun en açık göstergesidir. Sadece kandan beslenen bir siyasi anlayıştan bahsediyoruz. PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen bir zihniyetin temsilcisinin TBMM’de olması aklen doğru değildir. HDP’nin hendek siyasetine başlamasıyla ilgili süreç siyasi meşruiyetini kaybetmesine sebep olmuştur. Demirtaş’ın bugüne kadar yaptığı bütün açıklamalar bir katliam çağrısı oldu. Kürtlerin menfaati konusunda hiçbir çağrı yapmadı. Bu nedenle Kürtleri temsil ettiğini düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
SALTANATLARINI KORUMAK İÇİN İSYANA DAVET EDİYORLAR
Demirtaş’ın yandaşlarını sokağa davet ettiği skandal çağrıyı işaret eden Diyanet-Sen Genel BaşkanıMehmet Bayraktutar, “Bu şekilde yapılan bir çağrı hoş değil. Bu milleti bölmek, bu ülkenin birlikteliğini parçalamaktan başka bir anlamı yok. Demirtaş’ın böyle bir çağrı yapması acizliğin ifadesidir. Artık Müslüman Kürt kardeşlerimizin ödemiş olduğu bedelin ağırlığını hissetmiş durumdalar. Kürt halkını temsil ettiğini öne süren zihniyet hep Kürtlere bedel ödetmiştir. O yüzden Kürt kardeşlerimizin bu konuya sağduyu ile yaklaşacağını ve kesinlikle fırsat vermeyeceğini düşünüyorum. Saltanatlarını korumak için milleti isyana davet ediyorlar” diye konuştu.
DEMİRTAŞ ÖNCE BÖRÜ’NÜN HESABINI VERSİN
24’üncü Dönem AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve Yeni Medeniyet Stratejik Düşünce Hareketi Başkanı Cuma İçten ise, “Demitaş’ın yaptığı en iyi iş ortamı germektir. 6-7 Ekim olaylarının tek sorumlusu Demirtaş’ın kendisidir.
Demirtaş ve HDP, 6-7 Ekim olaylarında meşruiyetini kaybetmiştir. Çünkü Meclis’i çözüm odağı olarak görmeyip insanları sokağa çağırmıştır. Terör eylemleriyle sorunları çözmeye çalışmıştır. Dolayısıyla Meclis’in varlığını reddetmiştir. Demirtaş’ın yaptığı bu açıklamaları OHAL sürecinde sıradan bir vatandaş yapmış olsa şuan içerdeydi” dedi.
DEMİRTAŞ DÜN BAŞKA BUGÜN BAŞKA
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP’li birçok milletvekilinin dokunulmazlık zırhını kaybederek hukuk önünde hesap verecek olmasıyla ilgili olarak, “Milletvekillerimize dönük tutuklama niyetleri var. Halkımız bu konuda duyarlılığın sürdürürse tutuklamaya cesaret etmeyebilirler. Ama yine de bunu yaparlarsa çağrı beklemeden herkes bulunduğu yerde sokağa çıkmalı, sonuna kadar direnmelidir” şeklinde provokatif bir açıklama yapan Selahattin Demirtaş, 7 ay önce farklı ifadeler kullanıyordu. Demirtaş, 5 Mart 2016’da Dünya Ticaret Merkezi’ndeki temasları kapsamında yaptığı açıklamada, “Yüzlerce defa açık çek verdik hükümete, 550 milletvekilinin tamamının dokunulmazlığını kısıtlayalım. Anayasa maddesini değiştirelim, dokunulmazlıkların tamamını kısıtlayalım hepimiz için. Bunu kabul etmiyorsanız, parlamentoda bulunan 4 gruba ait bütün dokunulmazlık dosyalarını parlamentoya indirelim, hepsini kaldıralım. Biz de ‘evet’ oyu vereceğiz, kendimizle ilgili de ‘evet’ oyu vereceğiz” ifadelerini kullanmıştı.
Demirtaş, 11 Mart’ta Diyarbakır’da verdiği demeçte ise, “Sadece kürsü dokunulmazlığı kalsın, onun dışında hiç kimsenin dokunulmazlığı olmasın” demişti. Demirtaş, “Gelin dokunulmazlıkları tümden kaldıralım. Halkımızla birlikte parlamento içinde de dışında da her yerde mücadele ederiz. Zindana atsanız, zindandaki bir metrekare hücre bizim mücadele alanımızdır” şeklinde konuşmuştu.
Kaynak : Yeni Akit - 5 Ekim 2016