Mülteciler pazarlık konusu yapılamaz!


Geçtiğimiz gün 23 yaşındaki Kazakistanlı Samet Emirhanov’un hukuki hakları gözetilmeden ve ailesine dahi haber verilmeden Kazakistan’a iade edilmesinin ardından bu sabah da İslam Ganiyev ve Fuzuli Muharremov adlı iki Azeri’nin iade edilmeleri Fatih Postanesi önünde protesto edildi.

Mülteciler pazarlık konusu yapılamaz

Geçtiğimiz gün 23 yaşındaki Kazakistanlı Samet Emirhanov‘un ailesine dahi haber verilmeden Kazakistan‘a iade edilmesinin ardından bu sabah da İslam Ganiyev ve Fuzuli Muharremov adlı iki Azeri kardeşimizin apar topar bir şekilde iade edilmeleri Fatih‘te çeşitli STK'lar tarafından protesto edildi.

ÖZGÜRDER‘in çağrısı üzerine Fatih PTT önünde toplanan Müslümanlar, mültecilerin/muhacirlerin Allah‘ın emaneti olduğunu belirterek iade edilmelerini protesto ettiler. Farklı kuruluş temsilcilerinin de bulunduğu protesto eylemine eşi, babası ve dört çocuğu şehit edilen, son oğlu da hasta olmasına rağmen iade edilmek istenen Çeçen anne ve diğer mülteci yakınları da katıldı.

İMKANDER, MAZLUMDER İstanbul Şubesi ve İHH'nın da destek verdiği protestoya birçok kişi destek verdi. Farklı kuruluş temsilcilerinin de bulunduğu protesto eylemine oğlu iade edilmek istenen bir Çeçen anne ve diğer mülteci yakınları da katıldı.

“Mülteci Kardeşlerimizi İşkencecilere Teslim Etmek Büyük Bir Utançtır!“ yazılı pankartın açıldığı eylemde Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Mazlumder Hukuk Koordinatörü Av. Arife Gökkaya, İMKANDER Başkanı Murat Özer, İHH Yönetim Kurulu üyesi Gülden Sönmez ve oğlu hakkında sınır dışı kararı tebliğ edilen Çeçen anne Kesirat Midaeva yaptıkları konuşmada muhacirlerin iade edilmesinin insanlık ayıbı ve utanç olduğunu vurguladılar. Ayrıca mültecilerin Kumkapı Yabancılar Şubesinde kötü koşullar altında kalmasını da eleştirdiler. Mülteciler için yasal statü güvencesi isteyen konuşmacılar, iade prosedürünün de hukuki olmadığını ve açık bir hak ihlali olduğunu belirttiler.

 

Avukat Arife Gökkaya yaptığı açıklamada "Bir kaç gün önce memleketlerinde siyasi kimlikleri sebebiyle Türkiye'ye sığınan mülteciler, sığınma talepleri tamamlanmadan ve hakları gözetilmeden zulüm gördükleri ülkelere geri gönderildiler. Bu insanların en temel hakları olan geri gönderilmeme hakkı çiğnenmilştir. Geri gönderilenlerin akıbetinden bu işe imza atan herkes sorumludur." dedi.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, "İnsanların kaçıp geldikleri ülkelere geri gönderilmesini bir zulüm olarak görüyoruz. Bu konuda taleplerimizin Emniyet Müdürlüğünün, İç İşleri Bakanlığının koridorlarında kaybolup gitmesini istemediğimiz için bu işim muhatabı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı görüyoruz." diyerek başladığı konuşmasında "Geçtiğimiz günlerde ve bu sabah kardeşlerimizin Müslüman oldukları için zulmedildikleri ülkere iade edilmesi hükümetin ayıbıdır ve hiç bir yasa ve prosedür bu işi meşru kılmaz. Bu kişilere yapılan el-Kaide örgütü üyeliği gibi suçlamalar yersiz ve geçersizdir. Hiç bir sebep insanların işkence görecekleri bir ülkeye gönderilmesini meşru gösteremez." ifadesiyle durumun ayrıntılarına dikkat çekti. Kaya "Artık bu konuda sorumluluk tamamiyle Başbakana aittir." diyerek konuşmasını bitirdi.

İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer "Bu hafta içinde bir Kazak iki Azeri kardeşimiz ülkelerine geri yollandı. Daha önce birçok kardeşimiz yollandığı gibi önümüzdeki günlerde gitmeyi bekleyen mülteci kardeşlerimiz de var." şeklinde konuştu ve "Türkiye halkı bu konuda özellikle duyarlı olmalı çünkü bu halk mülteci bir halktır. Kafkasya'dan, Balkanlardan iltica eden insanlar çok yoğun olarak bu topraklarda yaşamaktadır." diyerek mülteci konusunun önemine işaret etti. "Birçok mülteci kardeşimiz Kumkapı'daki yabancılar şubesinde uyuşturucu satıcısı gibi suçlular arasında ağır şartlar altında tutuluyorlar." ifadesiyle çekilen sıkıntıları vurguladı.

İHH Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Sönmez "Sığınmak isteyen insanları Türkiye halkı kabul etmesine rağmen hükümetin bu konuda sıkıntı çıkarması yanlıştır. Bu sebeple hükümet mevzuat yönünden sıkıntıyı çözmelidir." diyerek bu haksızlığa dikkat çektikten sonra "İade edilen kardeşlerimiz büyük bir riske girdiler fakat Hükümet halen siyasi mekanizmaları devreye sokarak bu ülkelere bu kardeşlerimiz için baskı uyugulayabilir." şeklinde konuştu.

Ayrıca babasını, kocasını ve 4 oğlunu şehit veren ve son kalan oğlu geçen gün ülkesine iade edilen Kesirat Midaev "Bu oğlum hasta olduğu için cihada katılamamıştı. Onunla beraber birçok üşke gezdikten sonra Türkiye'ye sığındık. Ancak bizi burada da rahat bırakmıyorlar. Çocuklarımı cihad anlayışıyla yetiştiren benim. Eğer gönderilmesi gereken bir suçlu varsa beni yollayın." şeklinde sitemde bulundu.

Eylem boyunca “Müslüman Zulme Boğun Eğmez!“, “Mülteciler Ölüme Yollanmasın!“, “Müslüman Uyuma Muhacire Sahip Çık!“, “Mülteciye Değil, Zalimlere Barikat!“, “Mülteciler Misafir Kardeşimizdir!“, “İslam Ganiyev Onurumuzdur!“, “Sınır Dışı Kararı Durdurulsun!“, “Muhacirler Allah‘ın Emanetidir!“ şeklinde sloganlar atıldı. “Mülteciler Misafirimizdir, Ölüme Yollamayın!“, “Unutma! Sen de Bir Gün Mülteci Olabilirsin!“, “Kafkasyalı Mültecilere Sahip Çıkılsın!“, “Mültecilere Yapılan Zulüm Son Bulsun!“, “Türkiye; 1951 Cenevre Antlaşmasının Şartlarını Yerine Getir!“ vb. yazılı dövizlerin de taşındığı eylem tekbirlerle sona erdi.

Eylemin bitiminden sonra Fatih PTT‘den Başbakan Erdoğan‘a mültecilere yönelik zulmün ve sınır dışı kararlarının durdurulmasını talep eden bir mektup gönderildi.

 

Azerbaycan Sumkayıt Camii İmamı İslam Ganiyev ve Fuzuli Muharremov, İslami kimliklerine yönelik baskılar sebebiyle sığındıkları Türkiye'den bu sabah saatlerinde elleri kelepçelenerek Azerbaycan'a iade edildiler. Geçtiğimiz gün de Samet Emirhanov, ailesine hiçbir haber verilmeden, hukuksuz bir şekilde Kazakistan‘a gönderilmişti. Mültecilerin, iade edildikleri ülkelerde idam edilmeleri ya da ağır işkence görmelerinden endişe ediliyor.


4 Şehid Annesi Çeçen Anne Haykırdı "Suçlu Benim... ile imkan-der

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_01.jpg

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_02.jpg

ÖZGÜRDER GENEL BAŞKANI RIDVAN KAYA

Video Galeri | Çeçen Anneden, Türkiye Hükümetine Sitem
Çeçen Anneden, Türkiye Hükümetine Sitem

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_03.jpg

İMKANDER BAŞKANI MURAT ÖZER

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_04.jpg

ÇEÇEN ANNE KESİRAT MİDAEVA

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_05.jpg

İHH BAŞKAN YARDIMCISI AV. GÜLDEN SÖNMEZ

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_06.jpg

MAZLUMDER HUKUK KOORDİNATÖRÜ AV. ARİFE GÖKKAYA

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_07.jpg

20120323-fatihpostanesi-iki-azeri-multeci-sinirdisi_09.jpg

Başbakan Erdoğan‘a Gönderilen Mektup:

MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZİ İŞKENCECİLERE TESLİM ETMEK BÜYÜK BİR UTANÇ ve ZULÜMDÜR!

23 Mart 2012

Sayın Başbakan,

Ülkemize sığınmış kardeşlerimizle ilgili olarak bu hafta içinde ardı ardına vahim gelişmeler yaşandı. Yaşananlar hakkında bilgi sahibi olmadığınız umuduyla sizi gelişmelerden haberdar etmek maksadı ve bu tür vahim olayların tekerrür etmesine artık “dur“ diyeceğinizi temennisiyle size bu mektubu yazıyoruz.

19 Mart akşamı apar topar kaldığı yerden alınıp ailesiyle vedalaşmasına dahi fırsat verilmeksizin Kazakistan‘a iade edilen Samed Emirhanov‘un ardından, bu sabah da İslam Ganiyev ve Fuzuli Muharremov adlı iki kardeşimiz kaçıp geldikleri Azerbaycan‘a iade edildiler.

Her ikisi de İslami kimliklerinden dolayı ülkelerinde baskı görmüş kişilerdi. Sumkayıt Camii İmamı olan İslam Ganiyev ve Fuzuli Muharremov daha fazla zulüm görmemek için ülkelerinden kaçarak, dinlerini özgürce yaşayabilecekleri düşüncesiyle Türkiye‘ye gelmiş ve sığınma başvurusunda bulunmuşlardı. Ne yazık ki, aylarca Kumkapı Yabancılar Şubesinde tutulduktan sonra bu sabah çok erken saatlerde apar topar alınıp Azerbaycan‘a gönderilmek üzere Yeşilköy Havalimanı‘na götürüldüler.

Azerbaycan insan haklarının sistematik olarak çiğnendiği bir dikta rejimiyle yönetilmektedir. Hukukun hiçe sayıldığı ve İslami kimlikli muhaliflere türlü zulümlerin uygulandığı bir işkence devleti vasfıyla maruftur. Bu gerçeğe rağmen ülkemize sığınmış kardeşlerimizin ölüm tehdidi altında olacakları ve en azından ağır işkence ve hapis koşullarına maruz kalacakları bir ülkeye iade edilmesi uygulamasının sebebi hikmeti bizce anlaşılamamaktadır.

Türkiye özellikle sizin döneminizde sürekli olarak “büyük ülke“, “itibarlı ülke“ şeklinde sunulmaktadır. Doğrusu kendisine sığınan mazlum insanları baskı ve zulüm görecekleri ülkelere geri göndermenin, kaçıp gelmek zorunda kaldıkları rejimlerin ellerine teslim etmenin insan hakları, evrensel hukuk ve hepsinden önemlisi de vicdan ve adalet ilkeleri açısından hiç de “muteber“ bir davranış olmadığını ifade etmek isteriz.

Önceki iktidarlar sırasında ve bilhassa da 28 Şubat sürecinde Başbakanlık yapan Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz hükümetleri döneminde farklı ülkelerden kaçıp gelmiş Müslümanların acımasızca ülkelerine iade edilmeleri vakalarını çokça yaşadık. Ne var ki, nefretle andığımız tüm bu zulümler bizi çok fazla şaşırtmadı. Kendi ülkesinde Müslümanlara düşmanca politikalar izleyen insanların farklı ülkelerden gelen kardeşlerimiz hakkında adil ve merhametli davranmalarını zaten bekleyemezdik.

Ne var ki, bugün şahit olduklarımızı izah etmekte, anlamlandırmakta zorluk çekiyoruz. Bir yandan çok haklı ve onurlu bir tutumla binlerce, on binlerce kardeşimize sınırlar açılır ve ev sahipliği yaparken, öte yandan bazı kardeşlerimizin işkence ve ölüm tehdidine rağmen zalimlerin ellerine teslim edilmesi uygulamasını büyük bir çelişki ve adaletsizlik olarak görüyoruz.

Hiç şüphesiz, gerek Kazakistan‘a teslim edilen Samed Emirhanov, gerek Azerbaycan‘a teslim edilen İslam Ganiyev ve Fuzuli Muharremov bu ülkeye sığınmak için geldiklerinde sizin Müslümanlar lehine dünyaya verdiğiniz olumlu, cesaretlendirici mesajlarınızdan etkilenmişlerdi. Ama şimdi kendilerinin ve ailelerinin nasıl bir hayal kırıklığı içinde olduklarını tahmin edebilirsiniz.

Ne yazık ki, şu anda Kumkapı Yabancılar Dairesinde tutulmakta olan ve aynı akıbeti paylaşmak üzere bekleyen çok sayıda kardeşimizin olduğu söylenmektedir.

Sayın Başbakan, bu insanlar sizin de kardeşlerinizdir. Lütfen gereğini yapın!

ÖZGÜR-DER

İMKANDER

İHH

MAZLUMDER

 

İslam Ganiyev'in eşi Arina'nın İnsan Hakları Örgütlerine gönderdiği mektup

 

Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla...

Es-Selamun Aleykum

 

 

Benim kızım 6 aylık ve 6 aydır kızım babasını görmedi. Babası hergün kızının fotoğrafına bakarak özlem gideriyor. Bu çok zor bir durum. Benim 4 yaşındaki oğlum arkadaşlarının babalarını gördüğünde her gün dua ediyor ve ağlıyor. İnşallah, Allah oğlumun bu dualarını kabul edecek.Bu yazıyı okuyanlardan tek isteğim sorunumun çözülmesine yardımcı olunmasıdır. Müslüman bir kardeşiniz olarak bunu sizden istiyorum.

 

Eşim3 ay önce mahkemede beraat ettiği halde hala Kumkapı Yabancılar Şubesi'nde tutuklu bulunuyor. Neden hala tutuklu? Hangi suçtan dolayı tutuklanıyor? 9 Ağustos'da gece saat 2'de eve baskın yaparak eşim İslam Ganiyev'i tutukladılar. Biz, polislerin eve baskın yaparken çıkardığı gürültüyle uyandık. Kapı ve pencereleri kırarak evimize girdiler. O ara giyinmek için kalktığımda kocamı kelepçelediklerini gördüm. Kocam, polislere rica etti yatak odamızdan çıkmaları için. Benim üstüm müsait değildi. Aynı zamanda çocuklar da çıkan gürültüden dolayı korkarak ağlıyorlardı. Bu durum çocuklarımın psikolojisini bozdu zor düzeldiler. Benim hamileliğimin 38'inci haftasıydı ve bu durum beni ve karnımdaki bebeği de etkiledi sancılarım başladı. Ben onlardan doktor istedim durumum çok kötüydü fakat benimle hiç ilgilenmediler. Etrafı dağıtıp eşimi alıp götürdüler.

 

Hala bir delil sunulmadığı halde 6 aydır tutuklu. Ben bu durumdan dolayı çocuklar ile beraber başka bir yere taşınmak zorunda kaldım. Fakat tüm gittiğim yerler de geçici sürelerde sürekli değiştirerek zorluklar çekerek yaşıyorum. Yabancı dilim olmadığı için kimseyle iletişim kuramıyorum. Kocamla birlikte doğumu Türkiye'de yapmaya karar vermiştik. Bizim kendi yaşadığımız ülkede, Azerbaycan'da yapılan baskılardan dolayı. Müslüman olmamızdan dolayı yapılan zulümler bizi yıprattığı için Türkiye geldik. Müslüman olduğumuzdan beri benim bütün akrabalarım ve arkadaşlarım bana sırt çevirdiler. Üniversitede Müslüman olmam ve başörtülü olmam yüzünden üniversiteden kaydımı sildiler. Başörtüsünün üniversitenin imajını bozduğu gibi saçma sapan bir neden sundular.

 

Oğlum İslami kimliğimizden dolayı anaokuluna kabul edilmedi. Sürekli kimlik ve pasaport kontrolüne maruz kalarak gözaltına alıyorlardı. Bu durum bizi hem psikolojik yönden çok etkiledi. Sürekli bir psikolojik baskı altındaydık. Bu durum Azerbaycan'da da böyleydi. Oradaki Müslümanlara da bu tarz psikolojik ve fiziksel işkenceler uyguluyorlar. Yapılan bu işkenceler onları sağlık ve ruhsal anlamda tahrip ediyor yıpratıyor. Moskova'da ve Azerbaycan'da Müslümanlar faili meçhul cinayetlere ve gözaltında kayıplara karışıyorlar. Bu olayların birçoğuna şahit oldum ben. O yüzden bir çoğu kendi kimliğini/Müslümanlığı'nı gizliyorlar. Kadınlar ise başörtülerini çıkarıyorlar.

 

Bu sebeple biz Türkiye'ye gelmeye mecbur kaldık . Çocuğumuz da burada doğacak diye karar almıştık. Biz Türkiye'de Müslümanlara karşı baskı olmadığını düşünüyorduk ve Müslümanların orada açık bir şekilde dinlerini yaşadıkları duyuyorduk . Biz de geldiğimizde kimliğimizi saklama zorunluluğu yaşamadık. Fakat, Müslümanların özgür olmadığını öğrendik ve Türkiye'de yeniden Rusya'da, Azerbaycan'da olanların aynısına maruz kaldık. Delilsiz olarak tutuklanmalar, baskılar, gözaltılar başladı. Kızımın dünyaya gelmesine 1hafta kala eşimi tutukladılar. Ben de bir başıma yabancı ülkede kaldım tanıdığım hiç kimse yok.

 

06.02.2012

 

Arina Starostenko


BASIN AÇIKLAMALARI-HAK İHLALLERİ
Tümünü gör
Adresimiz Galata Köprüsü

Zulme sessiz kalmamak için 01 Ocak 2024 Pazartesi günü saat 08:30'da Galata Köprüsü'nde buluşuyoruz.

İMKANDER'in acı günü

İMKANDER’in kurucularından Çeçen gazi İmran Abdülazimov Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede vefat etti.

Biz hiçbir zaman teslim olmamış ve işgal edilmemiş bir toprağın

İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer, Erem Şentürk'le İftara Doğru programına konuk oldu. Özer, koronavirüs salgınında 60 ülkeye yardım gönderen Türkiye’yi eleştirenlere bu tarz söylemlerin hiçbir zaman teslim olmamış ve işgal edilmemiş bir toprağa sahip olan Türklerin örfüne, bin yıllık devlet geleneğine uymadığını söyledi.

Bir Ölür Bin Diriliriz

Suriye halkını zalim bir rejimden koruyabilmek ve Mehmetçiğimize yönelik saldırıların hesabını sormak için başlatılan Bahar Kalkanı Harekâtı'nı, bileşeni olduğumuz Milli İrade Platrformu olarak destekliyoruz.

ANNELERİN FERYADINA SES VER

Çocukları PKK terör örgütü tarafından tehditle ya da yalan vaatlerle kaçırılan annelerin örgütün siyasi uzantısı HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki büyük direnişi sürüyor. Bu kararlı direnişi selamlıyor ve ülkemizde hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun tüm kesimleri bu vicdan ve ahlak nöbetine destek vermeye çağırıyoruz.

İnsan hakları istişare toplantısına katıldık

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Dr. Leyla Şahin başkanlığında düzenlenen istişare toplantısına katılarak Suriyeli muhacirlerin sorunları ve çözüm yolları konusunda derneğimizin görüşlerini sunduk.

Muhacir sorunu ne ırkçılıkla ne de ajitasyonla çözülemez

Devletimizin ve toplumumuzun "muhacirlere yönelik yapıcı ve merhametle kuşatılmış yaklaşımının devamı için" her türlü çabayı göstereceğimizi ve bunu yaparken her türlü istismara karşı müteyakkız olacağımızı saygıyla kamuoyuna duyururuz.

Ne manipülasyon ne hukuksuzluk Sığınmacı sorunu adaletle çözülür

Bugüne kadar mültecilerin sorunlarıyla hiçbir şekilde alakadar olmamış içeride ve dışarıda kimi art niyetli çevre ve ülkelerin Türkiye aleyhinde yaptığı algı operasyonlarına iltifat etmeden, sığınmacıların hukukunu daima müdafaa edeceğiz.